Okul öncesi dönem,çocuğun ilgi ve sevgi gereksiniminin yüksek olduğu bir dönemdir.Anne ve baba çocuğun ailedeki ilişki kurduğu ilk bireylerdir.Bu –erken yaşta kurulan- ilk ilişkinin SEVGİ,GÜVEN,DÜRÜSTLÜK,TUTARLILIK ve KARARLILIK üzerine kurulması çok önemlidir,çünkü ilk yıllardaki bu ilişkilerin ve bu ilişkiler yoluyla öğrendiklerimizin izlerini yaşamımız boyunca taşırız.
Buradan konumuz olan temel alışkanlıkların kazandırılmasına geçersek;
Anne ve babalara bu konuda düşen en önemli görev,
a) Bu ilişkilerin olumlu kurulmasını sağlamak,
b) Bu olumlu ilişkiler içinde çocuğa “gerekli olduğu zaman ve yeterince-gerektiği kadar- yardım etmektir.
Çocuk her yaşında yetişkinin yardımına ihtiyaç duyacaktır.Ancak çocukların kendi başlarına yapabileceklerine izin verirsek,yapamayacakları için KENDİSİNİN YARDIM İSTEMESİNİ sağlayacak ortamı oluşturabilirsek, bu konuda daha kolay adım atabiliriz. Başka bir deyişle;çocuklar,gereksinim duyduklarında bizi nerede bulacaklarını bilmeli ve aradıklarında bizi bulabilmelidirler.
O zaman çocuğunuz;
a) Bağımsız bir birey olarak yetişecektir.(Bağımsız bireyler sorumluluklarını-yani yapması gerekenleri-, ve sınırlarını-yani ne yapıp ne yapamayacağını- bilen ,yapabilecekleri için kendine,yapamayacakları için başvurabileceği yerlerin varlığına güvenen kişilerdir.)
b) Gerektiğinde o da başkasının yardımına koşmanın önemini kavrayacaktır.
Alışkanlık;bireyin yaşadığı çevreye uyumunu sağlayan KAZANILMIŞ davranıştır.Bir kez kazanıldıktan sonra yaşam boyu sürdürülebilir.Zamana,yönlendirmeye,özellikle de TEKRARA bağlı olarak edinilir.Doğru alışkanlığı en başta kazanmak önemlidir,çünkü kazanılmış bir alışkanlığı değiştirmek kimi kez oldukça zordur.
Anne çocuğunun sevgi,beslenme,temizlik ve uyku gibi temel gereksinimlerini karşılarken KARARLI,TUTARLI,DÜZENLİ davranışlar gösterirse,bu ilk ve temel etkiler,çocuğun alışkanlık kazanmasında olumlu olacaktır.Çocuğun yaşamının ilk dönemindeki etkiler,daha sonra edineceği kalıcı ve gerçek alışkanlıkların temelini oluşturur.Kazanılan alışkanlıklar okul öncesi dönemde pekişir.Okul öncesi dönemde çocuğa kazandırılacak alışkanlıklar :
UYKU
Uyku çocuğun en temel gereksinimlerinden biridir.Bu nedenle doğumu izleyen ilk günlerden başlayarak,bu gereksinimin doğru davranış örnekleri kullanılarak karşılanmasına çok dikkat edilmelidir.Uyku zamanı tüm çocuklar-özellikle aşırı hassas ve duygusal çocuklar- için güç bir zamandır.Çocuk,gündüz baş edebildiği pek çok sorunu,uyku zamanı yeniden hatırlayarak tedirgin olabilir,ya da çevresindeki herhangi bir olay ona çekici gelerek uykuya direnç göstermesine neden olabilir.
Çocukların uykuya direnç göstermesini önleyebilmek için,ÖNCE ANNE BABANIN ZAMAN FİKRİNE SAHİP OLMASI gerekmektedir.İyi bir uyku alışkanlığı kazandırmak için ;anne ya da baba (her gece aynı saatte tekrarlanmak üzere)belirli bir saatte çocuğunu yatmaya hazırlamalı,bu arada hareketli ve heyecan verici yeni durumlar yaratmaktan kaçınmalı,bir süre çocuğu ile kalarak ona masal anlatıp,okuyup,konuşmalı ve daha sonra uyuması için onu yalnız bırakmalıdır.
Çocuklar farklı yöntemlerle yatağa gitme saatini uzatmaya çalışırlar.Uyku ihtiyaçları ve kişilik yapılarındaki farklılıklar nedeniyle,bazı çocuklar yatağa yatar yatmaz uyuyamayabilirler.Bunu sorun haline getirmemekte yarar vardır.
* Yatağa gitmeyi sakin bir ritüele dönüştürün.Çocuk yatmadan önce mutlaka sakinleşin ve çocuğunuzu sakinleştirin.
* Uyumak için ihtiyacı olan şeyleri sağlayın.(Yumuşak bir ayıcık,bir bardak süt,minik bir masal,küçük bir sohbet……)
* Çok direniyorsa uyku ihtiyacı azalmış olabilir.Biraz esnek davranın ve yatma saatini uzatın.
* Çocuğum uykuya geçemiyorsa sebebi ne olabilir?” sorusunun yanıtını arayın.Son zamanlarda aile içinde bir değişiklik yaşandı mı?
YEMEK YEME
Beslenme en temel gereksinimlerden biridir.Çocuğun düzenli ve dengeli beslenmesi onun gelişimi için çok önemlidir.İlk günden başlayarak annenin bu konuda çocuğuna sevgi ve şefkatle yaklaşması,beslenme anını zevkli bir hale getirir ve daha sonra gelişecek olumlu yeme alışkanlıklarının temelini oluşturur.
Her anne ve baba çocuğunun sağlıklı büyümesini ister.Bu haklı ve anlaşılabilir istek,kimi kez anneyi ya da babayı iştahsız çocuğunu yemek yemesi için zorlamaya yöneltir.Burada akılda tutulması gereken nokta şudur:”Her çocuğun iştah düzeyi farklıdır.Bu gerçek ISRAR YOLUYLA DEĞİŞTİRİLEMEZ,yalnızca ilişkiler bozulur.
* Çocuk kaşığı ilk kez ağzına götürdüğü andan itibaren kendi kendine yemesi için teşvik edilmelidir.
* Yemek zamanı oyun zamanı haline getirilmemeli,yemek TV izleyerek yenmemelidir.
* İki öğün arasında abur cuburla karın doyurulmamalıdır.
* Öğünlerde çocuğa verilecek yiyeceğin,besin değeri ve sunuluşu önemlidir.
* Yemek saatlerinin düzenli ,yemek yenen ortamın sakin ve huzurlu olması gereklidir.
* Yemek sırasında günün olayları konuşulabilir ve aile üyeleri birbirlerine servis yapabilirler.(Bu çocukların hoşuna gidecektir)
* Yemekten önce eller yıkanmalı,çocuk yemeğe hazır olduğunda bekletilmeden servis yapılmalıdır.
* Çocuklar yemek konusunda ne kadar baskı hissederlerse o kadar tepkili olurlar.
* Küçük çocukların üstlerini ve masayı kirletmeleri doğaldır.Çocuğun yemek yediği çevre buna göre düzenlenmelidir.
* Önce kaşık kullanmayı öğretebiliriz.Böylece parmak becerilerini sınar ve nesneleri ellerinde dengeleyebilirler.(Hatta bırakın bazen parmakları da işe karışsın)
* Uzun yemek saatleri sıkıcıdır.
* Bireysel yapı,yemek yenen ortam,kardeş ilişkileri,yemek sunum biçimi…….etkili faktörlerdir.
* Yemek masası birlikte oturulan,konuşma ve yeme kültürünün öğretildiği bir SOSYAL PAYLAŞIM ORTAMIDIR.Bu paylaşımın sağlanabilmesi için bir takım ritüeller
ve kurallar gereklidir.
* Yemek konusunu odak noktası haline getirmeyin.Ne yedi?Kaç saat arayla yedi?
Niye yemedi? gibi sorular sorarak gündeminizi sürekli olarak bu konunun işgal etmesine izin vermeyin. Burada önemli olan bir denge tutturabilmektir.Çocuklar yaklaşık olarak hangi miktarda yemeleri gerektiğini algılarıyla bilir ve doygunluk hislerini değerlendirmeyi öğrenirler.Eğer bunu tümüyle anne baba üstlenecek olursa çocuk yemeyi reddedebilir ya da aşırı beslenme tehlikesi doğabilir.
* Çocukların isteklerine anlayış gösterin,ancak sizin standart ve değerlerinizi belirten sınırlar koyun.
* Menüde değişiklik yapın.Düzenli olarak-örneğin-haftada iki gün çocuğunuzun sevdiği yemekleri hazırlayın .Bunu bilmek,diğer günlerdeki yiyeceklere olan toleransı arttırabilir.
TUVALET VE TEMİZLİK
Yemek ve uyku alışkanlığı gibi,tuvalet ve temizlik alışkanlığının kazanılmasında da zamanın ya da daha doğru bir deyişle olgunlaşmanın önemli rolü vardır.Toplumdaki genel temizlik alışkanlıkları ile annenin temizlik konusunda takındığı tutum ve davranışların da,çocuğun kas kontrolü ve temizlik alışkanlıklarını kazanmasında çok etkilidir. Örn:Annesi tarafından henüz hazır değilken aşırı titizlikle ve çeşitli cezalarla temiz kalmaya zorlanan çocuk,bunu başarsa bile,yaşamının daha sonraki dönemlerine uzanan duygusal yaralar alabilir.Bazen- aile içi sorunlar ya da yaşam akışındaki değişiklikler nedeniyle – kazanılmış davranışlarda gerilemeler ortaya çıkabilir.Çocuğun duygusal yaşamını etkileyen olaylar ortadan kalktığında eski normal alışkanlıklarına geri dönecektir.Eğer geçirdiği duygusal şok derinse,bu konuda anne babasının desteğine ve güven duygusuna ihtiyacı olacaktır.
Tuvalet eğitiminin zamanının geldiği nasıl anlaşılır?
* Çişle,tuvalet ve oturağın işlevleriyle ilgilidir.
* İki bez arasında sık sık temiz kalır.
* Bezine yaparken saklanır.
* Yapınca sevinçle annesine söyler.
* Pantalonunu kendi indirir.
* Bezden rahatsız olur.
* Aile bireylerinin tuvalete gidişleriyle ilgilenir.
* Çişini babası gibi yapmak ister.
NASIL TEŞVİK EDİLİR?
* Kazanılmasını istediğimiz davranışın doğrusunu yaparak MODEL olalım.(Aynı cinsiyetteki aile bireyleri ya da daha büyük kardeşler bu konuda yardımcı olabilir.
* Çocuk kontrolün kendisinde olduğunu hissetmeli. Kendisi karar vermeli.
* Anne babasının temizliğe verdiği aşırı önemi ASLA hissetmemeli.Davranışın doğası bozulabilir.
* Çocuğunuzla birlikte alış verişe çıkın.Oturak ya da klozet oturağı alın.(Bazı çocuklar klozetten çekinir.Zorlamayın.
* Oturaktayken bir oyuncağıyla oyalanabilir.
* Aşırı derecede övmeyin,fazla ödüllendirmeyin.
* Geri dönüşlerde kızmayın ,siz de beze geri dönmeyin.Anlayışlı olun.
* Yazın bezden kurtulmak daha kolaydır.
* Bezden kurtulmanın uzadığı durumlarda sorun:”Bezi bırakmamasının nedeni nedir? Bundan çıkarı ne olabilir?
Bu durumda aile içi ilişkilere bakmak gereklidir.
* Tuvalet alışkanlığı kazandırırken ve pekiştirirken(her konuda olduğu gibi)CEZA sözcüğünü sözlüğünüzden silin.Arada olacak kazaları görmezden gelin ve düzgün yapılmış her işi her atılan adımı mutlaka görün.
* Çocuk pislikten rahatsız olmaz.Bunu ÖĞRENİR.Tuvalet eğitimi sırasında gösterilecek iğrenme,tiksinti tavırları çocuğun kendisiyle ilgili olumsuz davranışlar geliştirmesine ya da bu tiksinti davranışını benimseyip,gündelik yaşamın diğer alanlarına da aktarmasına yol açabilir.
DAVRANIŞLARIMIZI KONTROL EDELİM.HOŞNUTSUZLUĞUMUZU İÇİMİZDE SAKLAYALIM.
Gerek alışkanlıkların kazanılmasında ,gerekse zaman zaman ortaya çıkabilecek geri dönüşlerde önemli olan ,yetişkinin çocuğu gerilime sokmadan davranabilmesidir.
Sağlıklı bir aile ortamında ,zorlanmadan temel gereksinimlerin karşılanması için gerekli olan uygun davranışları kazanabilmeyi başaran çocukların,gençlik dönemi sorunlarını daha kolay çözümleyebildikleri gözlenmektedir.
İlk çocukluk ve çocukluk dönemlerinde çocuğun;dış dünyanın değişikliği ve büyüklüğü karşısında gerçekten korunmaya ve desteğe ihtiyacı vardır.Ancak onu sevmek,onu korumak ve destek olmak demek;hiçbir işini kendisinin yapmasına izin vermemek demek değildir.Çocuğu sevmek,onun gelecekte sağlıklı bir gelişime sahip,bağımsız,çevresiyle uyumlu ve başarılı bir yetişkin olması için gerekli çabayı göstermek,buna uyan ortamı hazırlamak ve bir adım geride durmaktır.
“İlk yılların izini yaşam boyu taşırız.” demiştik.Aile içinde kazandırılan alışkanlıklar okul öncesi kurumda pekişir ve çocukta yerleşir.Ancak temeli evde atılmayan ve evde destek verilmeyen bir davranış modelini çocuğun okulda kazanacağına inanmak gerçekçi değildir.Çünkü alışkanlık, başta da değindiğimiz gibi tekrara bağlı olarak kazanılır.